Özel: Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimde ise iktidar ondadır
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında "Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimde ise iktidar ondadır" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özel, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Özel konuşmasında "Ahlaki üstünlük bizdedir. Psikolojik üstünlük bizdedir. Çoğunluk enerjisi bizdedir. Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimde ise iktidar ondadır. Artık iktidar, CHP'dedir!" dedi.
Son grup toplantısını 28 gün önce yaptıklarını belirten Özgür Özel, "Toplantıdan sonra yukarıda, odamda Türkiye’nin dört bir yanından gelen konuklarımızı selamlarken, bir haber geldi. Grup toplantımızda ifade ettiğimiz, ertesi gün; 19 Mart’ta İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, Sayın İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle ilgili karar verecekti. Ama kararı bir gün önce duymak istedikleri duyumları geliyordu. Fakültenin dekanını ‘Ben böyle bir şey yapamam’ dedi diye görevden almışlardı. Fakültede lazım olan yönetim kurulundaki yedide dördü bulamadıklarını, ikide kaldıklarını Salı günü öğrendiler. Diplomayı 19 Mart’ta İşletme Fakültesi’nin iptal etmeyeceğini görünce, iftar saatine doğru apar topar İstanbul Üniversitesi’nin yönetim kurulunu topladılar. Bu kesinlikle seçilmişlerden oluşan bir senato gibi üniversite adına karar verebilecek bir yapı değil. Oradan diplomanın iptaline karar verdiler. O andan itibaren dört hafta, 28 gündür olağanüstü bir süreci hep birlikte yaşıyoruz” açıklamasını yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni bir kayyuma teslim etmemek için her gece 100 binler, milyonlar olup Saraçhane’de direnenlere teşekkür eden Özel, şunları kaydetti:
"23 Mart’ta adayımız tam da sandıkların, oylamanın başlayacağı sırada dört gün gözaltında tutulup, hakim karşısına çıkarılmışken 1 milyon 750 bin üyemizin yüzde 93’ünün sandığa koşmasına… Yetmez; ‘Haberdar et, eşlik et’ sloganıyla konusunu, komşusunu haberdar eden, oy kullanmaya teşvik eden, sandığa kadar eşlik eden bütün üyelerimize teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olmadığı halde, bazısı bize o güne kadar hiç oy da vermediği halde yapılan darbe girişimini görüp bir pazar sabahı uyanıp, sokaklara dökülüp, iki elindeki bastonuyla 90’lı yaşlarında, 100’lü yaşlarında, karnında evlatlarıyla, Atatürk’ün bize emanet ettiği demokrasiye, Cumhuriyet’e, İsmet Paşa’nın emaneti çok partili demokrasiye, kazananın gelmesine, kaybedenin gitmesine, milli iradeye sahip çıkan milyonlara, o günden bugüne de gerek meydanlarda, gerek sandıklarda, gerekse bu haksızlığa karşı cesaretle, nereye çağırsak oraya koşup gelen ve iradesine sahip çıkan milyonlara, kendilerine oy verince kendilerine baş tacı yapan, başkasına oy verildiğinde milli iradeyi hiçe sayan bu bir avuç muhteris cuntacının yaptıkları darbeyi püskürten milyonlara yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.”
“Buradan sonra artık bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu; darbelerin asker yaparsa askeri darbe, bugünkü gibi siviller yaparsa sivil darbe olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullanan Özgür Özel, "Her darbenin başında bir cunta vardır. Bu cuntanın karargahı; Beştepe’dir, saraydır. Her darbenin elbette silahları vardır. Askerse tanktır, tüfektir. Bugünkü gibi sivil darbenin silahı; yargıdır. O silahların mühimmatı vardır. Askeri darbede kurşundur, mermidir. Bugünkü yargı darbesinde mühimmat; yalandır, iftiradır. Tarih önünde de diğer darbeler gibi mahkum ve mahcup olacaktır." dedi.
Özgür özel, 19 Mart'tan sonra Mehmet Şimşek'in 45 milyar doları, yani 1 trilyon 700 milyar lirayı cayır cayır yakmak zorunda kaldığına değinerek "İşte 19 Mart darbesinin maliyeti; 45 milyar dolar rezerv yakıldı. Borsada 31,5 milyar dolar zarar yazıldı. Türkiye’nin risk primi yüzlerin altında olması gerekirken benzer ekonomilerde, 371’e yükseldi. Bakanlık da borçlansa, belediye de borçlansa, şirket de borçlansa yüksek risk primiyle 10 yıl ileriye dönük ödeyeceğimiz faizler boşu boşuna katlandı. Basit hesap; her vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin lira çıktı. Türkiye’de dün gece doğmuş bebeğin de cebinden 20 bin lira aldılar, 90 yaşında ninenin de cebinden 20 bin lira aldılar. Bugün 14 bin lira alan her emeklinin, 22 bin lira alması için 100 milyar lazımdı. 17 katını Ekrem İmamoğlu korkusu için yaktılar. Bütün emeklilere sesleniyorum. Her biriniz bir asgari ücret alabilirdiniz. ‘Bu para yok’ dediler, 17 katı varmış. O parayı cayır cayır yaktılar. O yüzden bu darbenin çok ağır maliyeti vardır. Bunu Meclis’te arkadaşlarımız, bu kürsüde ben, Anadolu’da meydan meydan, İstanbul’da meydan meydan, hem darbeyi anlatacağız, hem demokrasiyi savunacağız, hem de bunların para bulamadıkları bu millete Erdoğan’ın rakibini saf dışı etmek için nasıl parayı bulup yaktığını, nasıl yalancı olduklarını teker teker anlatacağız.” ifadelerine yer verdi.
Zirai don olaylarında bahseden Özel şöyle devam etti:
"Malatya’da kayısı yanıyor, Manisa’da üzüm, Türkiye’nin dört bir yanında kiraz, şeker pancarı, ceviz, narenciye çay, fındık aklınıza hangi ürün geldiyse bir gecede, iki gecede dondan yandı. Öyle bir noktaya geldi ki narenciye üreticileri perişan oldu. Öyle bir noktaya geldi ki çiftçiye geçen yıl 178 milyar hak ettiği desteklemeyi vermemişlerdi. Verdikleri çok daha azdı, hak edilen 178 milyarı vermemişlerdi. Bu don çiftçiyi yakarken, Mehmet Şimşek’in yaktığı para 1.7 trilyon. Yani çiftçiye verse herkesin yüzünün güleceği bu parayı çiftçiden esirgemiştir. Şimdi bakıyorum, gurur duyuyorum, baktım. Hepinizin sosyal medyalarına baktım. Don olmuş, bütün CHP milletvekilleri, nasıl yetiştiniz. Birisi kayısı bahçesinde, biri narenciye bahçesinde, biri üzüm bağında, biri cevizci ağlıyor onu dinliyor. Öbürü bir başka üreticinin sorununda. Birisi Antalya’da domates üreticisinin yanında. Benimle birlikte Samsun’da, burada Meclis’te İklim Kanunu’na direnirken, don düştükten ve orada herkesin canı yandıktan sonra saatler içinde oraya giden grubumun her birinin teker teker alnından öpüyorum.”
Devletin, kadını başka bir gözle gördüğünü belirten Özel, "Futbol takımlarının, vermiş erkeklerin eline pankartları doğumun nasıl yapılacağını söylüyor. Kardeşim kadının kaç çocuğu olacağı, doğuracaksa nasıl doğuracağı, nasıl büyüteceği, kadının nasıl giyineceği, ne yiyeceği, ne içeceği, ne kadar güleceği kadının bileceği iştir, bu konuda laf söylemek hiç kimseye düşmez. Hiçbirimize düşmez. Kadınların yerine konuşmaya, karar vermeye son verin artık. İnsanı erkek olduğundan utandırtıyor bunlar. O kadar söylüyorum. Ayrıca kadına karşı saldırının tümleşik hali, zihniyet.” dedi.
Hibya Haber Ajansı